Yüreği kederle ne denli çok burkulursa o kadar çok konuşuyor, hoşa gitmeye çalışıyordu. Çekindiği şey kendi benliğiyle yalnız kalmaktı. (s.113)
Bana Armance'den söz etmeyen her şey benim için yok sanki. (s.140)
Mutsuzluğu onu çok alçakgönüllü yapmıştı. Toplumda rastlanan küçük anlaşmazlıklardan birini hatırlayınca, göstermiş olduğu tersliğe şaşırıyordu. Rakibi haklı, kendisi haksızmış gibi geliyordu. (s.162)